İngilizce’yi Akıcı Konuşabilmenin Sırrı Nedir?

  • Yetişkinler için akıcı konuşmayı anlamlamayı hedefleyen canlı derslerimiz bu hafta kayıtlarını açtı! Bu yolda AstraKid’e eşlik eden Elif Göktaş Öğretmen’e “İngilizce’yi Akıcı Konuşabilmenin Sırrı Nedir?” diye sorduk;

    Bu yazımızı bir ebeveyn olarak okuyorsanız çocuklarınızın dil eğitiminde dikkate alacağınız unsurlara göz atmanızı öneriyoruz.

    Herkesin buna verebileceği cevabı farklı olabilir pek tabi, ben bugün kendi cevabımı paylaşacağım.
    Çok fazla soru geliyor hocam nasıl ilerlediniz, ne tavsiye edersiniz diye, toplu olarak cevaplamış olayım ?
    Öncelikle videodan da anlayacağınız üzere benim için bu sürecin temelinde pratik var. Elbette pratik için de önce dilbilgisi ve kelime bilgisi geliştirmek önemli.
    Ben nasıl çalışıyorum?

    • Bol dinleme ve okuma yapıyorum. Okuduklarımı ve dinlediklerimi çeşitlendirmeye özen gösteriyorum. İlgi alanımda olmayan konular ile ilgili de dinleme ve okuma yapmaya gayret ediyorum. 
    • Dinleme ve okuma yaparken bilmediğim ifadeleri, kelimeleri mutlaka not alıyorum. Telaffuzundan emin olamıyorsam ya da her türlü emin olmak için çevrimiçi sözlüklerden birini kullanarak mutlaka kontrolünü yapıyorum. Bu zamana kadar dilime yanlış yerleşmiş kelimeleri düzeltmek epey vaktimi aldı çünkü. Not aldığım ifadeleri/kelimeleri mutlaka kendi cümlelerimde kullanıyorum. Çok basit bile olsa ifadeye uygun hemen bir bağlam oluşturup cümle içerisinde kullanıyorum. 
    • Önceleri sesimi kaydeder dinlerdim. Telaffuz hatalarımı, aksana göre hatalarımı görüyordum. Nasıl cümle kuruyorum, bu cümleleri nasıl daha güzel ifade edebilirim düşünüyordum.
    • Pratik yaparken de yine kendi kendime konuşma yöntemini çok sık kullanıyorum. İlla bir ‘native speaker’ bulmak zorunda değiliz. Bulabilirsek ne ala ama kendi başımıza da pratik yapmamız bazı yöntemlerle mümkün. Benim hiç yurtdışı tecrübem olmadı, native speaker arkadaşım olduğu da söylenemez. Bunu övünmek adına söylemiyorum, bu tarz cümleler genelde yanlış anlaşılıyor. Bunu söylüyorum çünkü ben yapabiliyorsam siz neden yapamayasınız?
    • Becerileri paralel götürmeye gayret ediyorum. Okuma, dinleme, yazma ve konuşma. Sadece bir kısma ağırlık vermek doğru bir yöntem değil. Bir şeyi öğrenip/okuyup/dinleyip onu yazıya ya da söze dökmek gerek. Bu şekilde konuşma pratiği yapmış oluruz hem de öğrendiğimiz şeyi bağlam içerisinde gördüğümüz için zihnimize yerleşmesi ve yeri geldiğinde kullanabilmemiz kolaylaşır. Yazma kısmı için zihnimdeki örnekleri kağıda dökmek olabilir ya da günlük tutmak da işe yarayabilir.
    • Bir dil öğrenmek istiyorsanız kendinize imkan yaratmak zorundasınız. Bahanelere sığınmamalı, her imkanı değerlendirmeli, büyük adımlarla değil, küçük küçük adımlarla tek tek inşa etmelisiniz. 3 ayda İngilizce öğrenilmez çünkü, böyle bir beklentiniz olursa hayal kırıklığı yaşarsınız. Dilbilgisi de çalışmak gerekli kesinlikle. Dil konuşarak öğrenilir kısmına katılmıyorum, konuşabilmek ve doğru öğrenebilmek için o dilin dilbilgisi kurallarını da öğrenmek gerekli. Dilbilgisini de yine bağlam içerisinde görmek önemli. Hatta ben karşılaştırmalı yöntemleri daha faydalı buluyorum.
    • Hayatınızda yer edinmeli dil öğrenim süreciniz, 2 gün çalışıp 5 gün ara verirseniz o iş biraz zor. Hergün uzun saatler olmasa da belli bir süreyi ayırmak durumundasınız. Okuma, dinleme, yazma vs. ne olursa artık. Ama hergün hedef dille irtibatınız olmalı. Süreklilik, planlılık dil öğrenmede önemli noktalar. Arkasından da öğrendiğimizi dilimize dökmek geliyor. Umarım faydalı olur. Sormak istediklerinizi yorumlarda sorabilirsiniz. Sevgiler,         Elif Göktaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çocuğunuz için eğitim ipuçlarını kaçırmayın!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.